üniversite kursu ankara






çam yarması deyimi


(insan için) çok iri gövdeli, örnek: Bu çam yarmasını gönderelim, korkutur onları.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(insan için) çok iri gövdeli, örnek: Bu çam yarmasını gönderelim, korkutur onları.

 Birinin evinde eğitim görüp yetişmek.?Onun kapısında büyümüştü, ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı aklı almıyordu.?

yaptığı, ortaya getirdiği iyi ve güzel şeylerden yalnız kendisi ve yakınları yararlanıyor anlamında söylenir.

hiçbir önemi olmayan, üzerinde durmaya değmez, değersiz, çok küçük. örnek: Fındık kabuğunu doldurmaz bir sözden olay çıktı.

 Birkaç kişi, birini kollarından bacaklarından tutup havaya kaldırmak.?Hep birlikte babalarını karga tulumba edip havuzun başına getirdiler.?

"seni küçük düşürecek, sana dokunacak bir söz mü söyledik, bir davranışta mı bulunduk?" anlamında söylenir.

(birinin) (onu) çok sıkıntılara uğratmak. örnek: Bunu yapanın başında boza pişirmekten çekinmeyiz.

aşırı sevgiden kendini kurtaramamak, alamamak.

ka. kötü bir duruma, güç bir duruma düşmek.

tümüyle uygun, elverişli, örnek: Bu iş ona biçilmiş kaftandı.

"Araları bozulmak, bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır.

Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz, ona göre!

Bektaşinin birisi züğürt kalmış. Hem yaz ayı hem hava çok sıcak. Orada burada gezmekten yorgun düşmüş, aç bi aç dolaşmaktan halsiz kalmış. Tam cami yanından geçerken öğle ezanı okunmaya başlamış. Cami avlusuna girip şadırvandan suyunu içmiş. Abdest alanları görünce de "Bari ben de abdest alayım. sonra da cemaatle birlikte namaz kılar, çıkışta da mendil açarım" diye düşünmüş.

O sırada bir Rum bakkal, şadırvanda terazisinin kefelerini yıkamaktaymış. O da bunaldığı için, külahını çıkarıp yanına koymuş. Bektaşî, abdest aldıktan sonra kendi külahı yerine Rum bakkalın külahını alıp başına geçirmiş. Namaz sırasında bütün cemaat, başında Rum külahıyla namaza gelen bizim Bektaşiye bakıp durmuş.

Namazdan sonra Bektaşî herkesten önce camiden çıkıp kapı önüne mendil açmış. Cemaattekiler "Bakın şu Ruma, Müslüman olmuş, hem de güzel güzel namazını kıldı." diyip keselerinde ne var ne yok Bektaşînin mendiline dökmüşler. Bu durum Bektaşînin çok hoşuna gitse de pek bi anlam verememiş. Tam mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için başındaki külahı çıkarınca bir de ne görsün, Külah onun külah değil. Kendi kendine "Durum şimdi anlaşıldı. Cemaat beni Rumdan dönme Müslüman zannetti. Mangırlar bu yüzden geldi, Demek ki bazen külahları değişmek gerekiyormuş" demiş.

(1) göz alıcı, çiğ, parlak pembe renk. (2) bu renkte olan. örnek: çingene pembesi bir bluz giymişti.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.